17 Ocak 2015 Cumartesi

Soğanın gücü adına!

Bi kere denemiştim, bütün oda kokmuştu, ben de rahatsız olup kaldırmıştım ortadan. Meğer ne etkili şeymiş. Evet efendim bebeğinizin burnu tıkandığında, genzi dolduğunda uyuması zorlaşır, hep uyanır. İşte öyle değil:) Kuru soğanı böl 4'e, sar tülbente, koy başucuna. Mışıl mışıl nasıl uyuyor gör. Ben dün kendim için de denedim.Burnumu açtı, mis gibi rahatlattı. Deneyin görün. Sabaha odayı havalandırın ama. :)

21 Aralık 2014 Pazar

Geçen sene günlerden bugün

Geçen sene tam da bugün. Hamileyken sayılan o acaip hafta sayımına göre 28+4. Yalnızca hamileyken kilo alabilen gıcık tabir edilen insan tipi olduğum için mutlu zamanlarım. Daha ne kadar kilo alabilirim acaba diye diye resmen kendimle yarıştığım zamanlar. Toplamda 20 kilo ile tamamladığımı düşünürsek "zayıflar daha çok kilo alır" tezi doğrulanmış oluyor. Heyecanlıyım çünkü hareketlerin çok daha belirgin artık. Yiyorum, yiyorum..:) Herkesin gözü göbeğimde, herkes hamilelikle ilgili bildiği (çok bildiği) şeyleri söylüyor. Sanki depo edilir, biriktirilebilir bişeymiş gibi "bunlar iyi günlerin, uyu uyuyabildiğin kadar" diyorlar. Zaten serviks inceliği problemim olduğu için hareketlerim kısıtlı, yürümeye iznim yok pek. Dizi izleyerek, çeviri yaparak geçiyor günlerim. şiştikçe şişiyorum. Seni büyüttükçe büyütüyorum. İçim gibi aklım da büyüyor. Henüz farkına varmadığım şeyin farkına varıyorum bu ay; anne oluyorum ben! Sonra en büyük desteğim, canımın içi, bitanecik kocam sarılıveriyor. İşte sonra hissediyorum cennet seriliyor ayaklarımın altına! 


Birinci olamamış tırt hastalık, 6



Gecelerin birinde..Uyandı emmek istedi ama yaniyor çocuum. 38. 
Kıyafetlerinden kurtarma, ılık suyla duş aldırma derken düştü ateş. Sabah oldu. Gün içinde her şey normal. Gece olunca yine aynı terane. 3. gece yine aynı şeyler ama bu sefer aniden gelen ağlama krizleri eklendi. Biraz korkutucu. Tam dalacakken çığlık çığlığa uyanır oldu. Doktorunu aradım. Ertesi gün kan tahlili falan derken enfeksiyon çıktı ve o günün akşamına sırtında kırmızı minik lekeler çıktı birden. Daha önce duymuş ve görmüş olduğum bir hastalık olduğu için hemen tanıdım 6. hastalığı. Sevindim. Çok ateşlenip sonrasında kırmızı lekeler dökünce hastalık bitiyordu çünkü. Bu bulaşıcı bir hastalık, lekeler vücudunda olduğu sürece bulaşıcılığı devam ediyor. Ama bir kere bulaştı mı bir daha bulaşmıyor :) Bir de "yeni bir hastalık galiba, baksana isim bulamamışlar" demeyin. 82 doğumluyum ve 15 günlükken ben de geçirmişim. Hastalık eski yani. Kırmızı benekler 
sonrası alttan 2 tane de dişimiz belirdi. :) 
Büyüdü çocuuum:)

Doğmak için yağmurlu bir pazartesi gününü seçer miydiniz?

"Serviks bugün kaç mm?" " Ne! yine mi düşmüş?! çok ayakta kalmadım ki ama yaa" " Bugün daha iyi değil mi? tamam evet bütün bir hafta yattım çünkü :)" diye diye geçti 'Ali_R bugün kendini bize gösterir mi' günlerimiz. Göremedik hiç. 
24 Şubat 2014 Pazartesisinde, 37+4 iken,normal başlayan bir sabah ve akabinde Dr. kontrolü sonrası hissetmem gerektiği söylenen ama hissetmediğim bisürü fazla sancım sebebiyle aniden hastaneye yatış. Normal doğum isteyen ben ve çok aşağıda taşıdığımı hep söyledikleri Ali_R.  Onun kuvvetli bir şekilde  içerden dışarı itişleri meğersem sancıymış. 2cm açıklık varmış. Doğum dediğin şeyin taa 9-10 cm lerde gerçekleştiğini düşünürsek yolum uzun. Oynak serviks sahibi olduğum için eve de gönderilemiyorum. Akşam 10'a kadar beklenir ve sezeryan kararı alınır. Doğumdan hatırladıklarım;doktorumun "biraz müzik açalım mı? ister misin?" diye sorduğunda duyduğum o ağlama sesi, morlu kırmızılı bir bebek, gözüme takılan saat (22:09), yanıma geldiğinde ister istemez el, ayak ve diğer her bir yerini sağlam mı diye kontrol ettiren içimdeki  o anlık güdü, ve odaya geliş. Yok çok duygulandım, ağladım falan diyemicem çünkü hislerimi aldırmış gibiydim. Robot bir konu doğum bence. Bir anda biten ve hamilelik boyunca hiç de kafanda resmettiğin şekilde olmayan. Ama her şeyi unutturup yağmurlu çirkin bir Şubat Pazartesisini mis kokulu bir Nisan Cuma akşamüstüsüne çeviren.